CNN Türk’te Reina’ya
yapılan saldırı tartışılıyordu. IŞİD’in Türkiyedeki dengeleri çok iyi okuduğu,
ona yönelik eylemler geliştirdiğini söyledi biri. Şüphesiz bunlar milli birliğe
saldırıydı. Sosyal medyada insanların öldürülmesine alkış tutanlar ve
Diyanet’in yılbaşı kutlamayın fetvaları tartışılan diğer konulardı. TV8’de ise
Labirent isimli casusluk filminde Türkiye Devleti istihbarat görevlileri
köktendinci bir örgütün saldırısını durdurmaya çalışıyor, bu esnada İngiltere
istihbarat sorumlusuyla gerilim yaşıyor, ona kahramanca direniyor ve hatta
sonunda onun takdirini kazanıyorlardı.
IŞİD
kendi çıkarlarıyla uyumlu bir hareket yapıyor: Alkol alan zenginlere yönelik
bir saldırı bir sürü tartışmayı beraberinde getireceğinden eylem kendi etki
alanını sürekli büyütüyor. Toplumdaki sınıf hıncından da beslenerek “masum”lara
yönelen bir eylemden başka bir şeye dönüşüyor ve bir sürü kişinin zımni onayını
alıyor. Katliamı lanetlemek de muhafazakarların nefret ettiği politik
doğruculuğa düşme potansiyeli taşıyor. Ayrıca,
tam da IŞİD’in hedef aldığı evrensel bilince umutsuzca yapışmak olarak
manipüle edilmeye imkan veriyor. Sekülerleri de halihazırda bulundukları
savunma pozisyonuna daha da sıkıştırma potansiyeli taşıyor. Malum gazeteler
neredeyse “siz de kaşınmayın canım” pozisyonuna geçtiler bile. Örgütsüz seküler
kitle şüphesiz buna cık cık diyecek, Sözcü okumaya devam edecek. Gazete
savaşları, şüphesiz politikanın olmazsa olmazı; ama bir taraf sokağa çıktı
bile.
Öte
yandan, devletin milli birlik dili açısından da bir sürü karşı imkan var: Milli
birliğe ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde demek için başka bir neden sağlanmış
oluyor. Ya da, toplumu pembe bir liberalizmle savunmak, nerde o kimsenin
kimseye yan bakmadığı günler deniveriyor. Oysa çirkin gerçek bir kez daha
aramızda: Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür. Üstelik aç karna çok daha kaz
görünür. Milli birlik de her zaman aklın sesini susturmaya yönelik kurulur.
TV8’de
yayınlanan casusluk filmi, üstüne bir taş daha koyuyor: Memleketimiz yangın
yeri değil, macera cenneti. Çıkarlar ve gözler üzerimizde, bombalar bu yüzden
patlıyor ve bu aslında iyi ve kötünün savaşı. Cehennem ancak böyle estetize
edilebilirdi.
Nihayetinde,
sınıf hıncı mücadeleye dönüşmedikçe faşizmi besliyor. Sekülerliği bir hak
kazanımı olarak savunmanın dili gelişmedikçe IŞİD’in nefret ettiği ve ettirdiği
blok büyüyor. Cehenneme giden taşlar iyi niyetle örülüdür ve aklın dili olmalı,
yoksa da icat edilmeli.
Barış
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder