Baba-oğul karmaşasının ortasındaki, erkeklik döngüsünün
çekirdeğindeki, filmin/edebiyatın/sanatın kalbindeki kuyu neyin kuyusudur?
Ahlat Ağacı bize bu sorunun peşinden giderken izleyebileceğimiz bir rota
sunuyor. Burada bu rotayı takip etmeye çalışarak, yorumlarda da sık sık odağa
alınan baba-oğul mücadelesinin ötesinde nelerin bulunabileceğine ilişkin bazı
fikirler öne süreceğim.
Babanın boşluğu ve döngüler
Filmde baba ile oğlun içinde olduğu çatışma ve
karmaşanın, çoğunlukla yapıldığı gibi salt "babayla rekabet" ve
"babayı öldürme arzusu" üzerinden okunması yeterli gözükmüyor. Oğlun
babayla kurduğu özdeşleşmeler, babanın talepleri karşısında yaşadığı gel
gitler, başkalarının kötü sözlerine karşı babasını savunması ve babaya ilişkin
hayalleri/hayal kırıklıkları hikayede oldukça merkezi bir yerde duruyor. Özellikle babaya (ve baba ikâmelerine)
ilişkin hayal kırıklıkları film boyunca zaman zaman daha sessiz zaman zaman
daha belirgin şekillerde karşımıza çıkıyor.
Bu bağlamda babanın hareketsiz bir biçimde yerde yattığı
için ölü sanıldığı sahne "babayı öldürme arzusunun gerçekleşmesinin"
ötesinde bir anlam taşıyor. Bu "hayalde" bir yıkım, bir çöküş, bir
kayıp tekrarlanıyor. Oğul bu sahnede yıkılmış, çökmüş, kayıp bir baba ile karşı
karşıya geliyor. Bu karşılaşma yeni değil; çökmüş ve yanı sıra dünyayla
ilişkisinde hareketsizleşmiş, kendi içine, kendi düşler alemine doğru çekilmiş
bir baba yeni değil aslında. Oğlun babasını sorumlu tuttuğu bir çöküş dönemi
var, büyük kayıplar dönemi. Bu sahnede o yıkım yeniden sergilenir, öncekinin
şokunu uyandırırken bir yandan da o çöküş döneminin baba için de bir tekrar
olduğu bize hissettiriliyor. Sanki babanın tüm o döngüsel ve çıkışsız gözüken
eylemlerinin, yaratıp yaratıp durduğu hayalkırıklıklarının kökü olan ağaçta,
askıda unutuluş hikayesini... Bu sahnede babanın tekrarı oğlun kaybına
dönüşürken, oğlun sarsıntısında esas olarak babanın temel kaybını, kayıp
parçalarını hissediyoruz.
Öyleyse diyebiliriz ki filmin ana örtüsünü oluşturan
tekrarlar (kumar, yenilgiler, hayal kırıklıkları, mücadeleler) ve gelgitlerin
(babanın dalgacı inkârı ile ağır suçluluğu arasında, oğulun babaya yardım etme
arzusu ile yardımı esirgeme arzusu arasında, şehirde olmakla taşrada olmak
arasında...) altında gizlenen bir kayıp, bir boşluk var. Orada bir kuyu var.
...Yazının devamına buradan ulaşabilirsiniz: http://t24.com.tr/k24/yazi/ahlat-agaci-erkekligin-kuyusunu-kazmak,1932
Youre so cool! I dont suppose Ive learn anything like this before. So nice to search out any individual with some unique ideas on this subject. realy thank you for starting this up. this website is one thing that is wanted on the internet, somebody with a bit of originality. helpful job for bringing something new to the web! online gambling
YanıtlaSil